12 Mart 2017 Pazar

İkinci Dünya Savaşı'nı Konu Edinen Kitaplar

Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de çok sayıda meraklısı bulunan İkinci Dünya Savaşı ile alakalı son dönemde çok kalitesiz ve komplo teorisi tadında kitaplarla karşılaşıyorum. Bu nedenle araştırmacıların gereksiz hatta yanlış bilgi edinmemesi adına arşivimdeki bazı kitapları paylaşmak istiyorum. Lakin eklemek lazım ki paylaşacağım kitaplar işin yalnızca askeri boyutunu ele alan eserler.


İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI TARİHİ

Ünlü İngiliz askeri tarih uzmanı Sir Basil Liddell Hart’ın yazmış olduğu eser iki ciltten oluşuyor. Yapı Kredi Yayınları tarafından basımı yapılan kitaplar İkinci Dünya Savaşı’na merak duyanların mutlaka sahip olması gereken bir eser.

Birinci Dünya Savaşı’nda bizzat savaşmış olan Liddell Hart, tankların geleceğin savaş makineleri olarak piyadeden bağımsız hareket etmesini ilk öneren kişilerden biridir. Ancak İngiliz komuta kademesinde pek karşılık bulmayan bu fikir Alman komutanlar tarafından benimsenmiş ve İkinci Dünya Savaşı’na damga vuran panzer birliklerince uygulanmıştır. Bu nedenle Alman tank komutanlarına büyük saygı duyan yazar, kitapta olabildiğinde objektif davranarak Rommel, Guderian ve Manstein gibi generallerin hakkını teslim ediyor.

Savaşın politik arka planıyla da ilgilenen İngiliz tarihçi olaya geniş çerçeveden bakarak Rusya, Avrupa, Pasifik ve Afrika cephelerini son derece tarafsız bir bakış açısıyla değerlendiriyor.


BİR ASKERİN ANILARI

Blitzkrieg yani yıldırım savaşı taktiğinin ilk uygulayıcılarından Alman komutan Heinz Guderian’ın Kastaş Yayınları’ndan çıkma iki ciltlik eseri. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra silah üretim yasağının gölgesinde yeniden teşkilatlandırılan Alman Ordusu’nda genç bir subay olarak göreve gelen Guderian bu dönemleri bütün çıplaklığıyla anlatıyor. Guderian’ın kurulmasına bizzat ön ayak olduğu panzer birliklerinin ne tür zorluklar altında meydana getirildiği, daha sonra bu tümenlerin gizlice Sovyetler Birliği’ne gönderilerek Ruslarla birlikte tatbikatlar yapılması gibi önemli ayrıntılar kitabı oldukça değerli kılmakta.

Öte yandan yazarın bizzat katıldığı Polonya, Fransa ve Rusya cephelerinde yaşadıklarını tarafsız bir şekilde aktarmaya çalışması da eseri basit bir propaganda kitabı olmaktan kurtarıyor. Tüm bunların yanı sıra Guderian’ın özellikle Barbarossa Operasyonu’nda kat ettiği mesafeyi gün gün okuyucuya aktarması dahi kitabın başucu eseri olmasına yetiyor.


KİTLE SAVAŞININ USTASI MAREŞAL JUKOV

Savaşa Sovyetlerin gözünden bakan çok önemli bir eser. Barbarossa Operasyonu’na büyük kayıplarla başlayan, 6 aylık süreçte milyonlarca askerini ve binlerce tankını kaybeden Kızıl Ordu’nun buna rağmen Moskova önlerinden başlayarak sırasıyla Stalingrad ve Kursk’ta Almanları bozguna uğratması ve nihayetinde Berlin’i ele geçirmesi tüm ayrıntılarıyla Mareşal Jukov’un kaleminden okuyucuya aktarılıyor.

Savaşın başında tüm cephelerde geri çekilen ve yenilgiye uğrayan Kızıl Ordu’nun Almanları yavaşlatan ilk karşı saldırısını başlatan isim olan Konstantin Jukov böylece Stalin’in güvenini kazanarak Moskova savunmasının başına getirildi. Bu görevin altından başarıyla kalkan Jukov daha sonraki Rus taarruzlarının asıl planlayıcısı oldu. Sovyetlerin Berlin’e kadarki tüm büyük taarruz harekatlarını ve zaferlerini anlatan kitap bu nedenle askeri tarih alanında önemli bir yer teşkil ediyor.


ÇÖL TİLKİSİ ERWIN ROMMEL

Kastaş Yayınlarından çıkan kitap Almanların belki de en ünlü komutanı Erwin Rommel üzerinden Alman Afrika Kolordusu’nun hikayesini anlatıyor. Eski bir SS subayı olan Paul Carrell tarafından yazılan kitapta Afrika Korps’un 1941’de Libya’ya adım atışından 1943’te Tunus’ta esir edilişine kadar geçen zamandaki tüm harekâtları cephe gerisinde yaşananlarla birlikte anlatılmış. Rommel’in adını dünya savaş tarihine altın harflerle yazdıran ve feldmareşalliğe kadar yükselmesini sağlayan bütün harekatlar tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor. Afrika cephesi ve özellikle Erwin Rommel hakkında araştırma yapanların muhakkak yararlanması gereken bir kitap.


HİTLER'İN HARİKA KOMANDOLARI

Yine Kastaş Yayınlarından çıkan kitapta Hitler’in en kritik görevlere yolladığı Otto Skorzeny’nin özel komando birliği anlatılıyor. Günümüz özel harekât birliklerinin atası sayabileceğimiz bu komandoların unutulmazlar arasına girmesinin sebebi esir duruma düşen İtalya Başbakanı Benito Mussolini’yi kurtarma girişimidir. Birkaç adamıyla bindiği planörle Duçe’nin esir tutulduğu kalenin yakınına inen Skorzeny, imkânsız denebilecek görevi başarıyla tamamlamış ve Mussolini’yi muhaliflerin elinden kurtarmıştır. Ayrıca Ardenne Savaşı’nda Amerikan askeri kılığında düşmanın cephe gerisine sarkıp yaptıkları sabotajlar da müttefik askerler arasında bu komandoların isimlerinin korkuyla anılmasına neden oldu.

Roman tadındaki eser mutlaka okunması gereken İkinci Dünya Savaşı kitapları arasında yer alıyor.


4000 METREDEN HÜCUM

Baskan Yayınları’ndan çıkan, Alman yazar ve asker Cajus Bekker’in yazdığı kitabın konusu Alman Hava Kuvvetleri yani Luftwaffe’nin kuruluşu ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki tüm cephelerde icra ettiği harekatlar üzerine. Daha çok Batı Cephesi savaşları ve Almanya’nın uçak üretim programı üzerinde duran yazar, Nasyonel Sosyalist İşçi Partisi yöneticilerine de sert eleştirilerde bulunuyor. Bilhassa Nazi Almanyası Hava Kuvvetleri komutanı Hermann Göring’in yaptığı ve savaşın gidişatını etkileyen hatalarını tüm gerçekliğiyle okuyucuya aktarmayı başarıyor.

Öte yandan Alman uçak geliştirme programları, üretilen yeni modellerin kullanıldığı alanlar ve cephelerin ayrıntılı analizleri de kitabı oldukça değerli kılıyor.

TANKLARIN HÜCUMU

Türkçe’ye Tankların Hücumu olarak çevrilen Battle: The Story of the Bulge isimli kitabın sahibi Amerikalı yazar John Toland. Roman tarzındaki kitap, Nazi Almanyasının son büyük hücumu olan Ardenler Taarruzu’nun ayrıntılı bir anlatımla ele alıyor. Bu ‘son savaşa’ hem Müttefik askerlerin hem de Almanların gözünden bakan yazar açıkçası çok objektif olamasa da İkinci Dünya Savaşı’nın az bilinen bir cephesini anlatması kitabını bana göre önemli kılıyor.


PASİFİK SAVAŞI

İkinci Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi’nden sonra bana göre en kanlı bölümü olan Pasifik Savaşı genel olarak hava ve deniz muharebeleri üzerinden anlatılır. Georges Blond yazdığı kitapta bunların yanı sıra kara savaşları bölümüne de odaklanmış. Amerika Birleşik Devletleri’nin, Pasifik Savaşı’ndaki sembollerinden olan USS Enterprise ve onun katıldığı muharebeler üzerinden giden kitap doğal olarak Pasifik Savaşı’ndaki neredeyse tüm çatışmaları içinde barındırıyor.
Türkçe kaynak bulmanın zor olduğu Okinawa, Filipinler’in kurtarılışı ve Guadalcanal gibi cephelerin yanı sıra Büyük Okyanus’ta iğne ucu kadar bile yer tutmayan ancak stratejik önemdeki atoller Tarawa ve Makin adacıklarındaki kanlı çarpışmaların da ayrıntılı portresini çıkaran kitap kütüphanenizde mutlaka bulunması gereken bir eser.


MIDWAY SAVAŞI

İkinci Dünya Savaşı’nın genel anlamda dönüm noktasını oluşturan çarpışmalardan belki de en önemlisi Midway Savaşı ile aynı adı taşıyan kitap, muharebenin öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere en ufak ayrıntıları dahi tarafların gözünden anlatıyor. Pearl Harbor saldırısının ardından Pasifik’te hâkim güç haline gelen Japonya’nın, neredeyse tüm uçak gemilerini birkaç dakika içinde kaybettiği dramatik muharebedeki bütün değişkenler, karar alıcıların o anki düşünceleri ve ibrenin nasıl döndüğü tarafsız bir biçimde okuyucuya sunulmuş. Midway Savaşı da Baskan Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılmış bir eser.


ORMANDA UNUTULAN ASKERLER

Tanıttığım diğer kitapların aksine daha çok roman tadındaki Ormanda Unutulan Askerler, Amerikalı mühendis ve asker Wendell Fertig’in gerçek yaşamını konu ediniyor. Amerikan hükümeti yönetimindeki Filipinler’de mühendislik yapan Wendell Fertig, savaş başlamadan hemen önce Japon işgaline karşı silah altına alındı. Mindanao Yarımadası’na vardıktan kısa süre sonra Filipinler’deki ABD kuvvetleri Japonlara teslim oldu. Bu teslimiyeti kabul etmeyen Fertig, yanındaki birkaç kişiyle beraber ülkenin iç taraflarındaki yağmur ormanlarına çekildi ve yerel halkın da desteğiyle Japonlara karşı ufak çaplı bir gerilla direnişi başlattı. Japonların Pasifik’teki diğer cephelere ağırlık vermesi ve Fertig’in yönetimindeki kuvvetlerin artmasıyla daha organize bir hale bürünen direniş işgalcilere epey zorluk çıkardı.

Mühendislik yeteneğinin de etkisiyle hâkim olduğu alanda kısıtlı kaynaklarla başarılı bir sivil yönetim kuran Wendell Fertig ilerleyen zamanda Amerikan hükümetiyle bağlantı kurarak denizaltılar vasıtasıyla yardım almaya ve Japon birlikleri hakkında topladığı istihbaratı General MacArthur’a iletmeye başladı. Direnişin kökleşmeye başlaması ve hatta terkedilmiş fabrikaları yeniden işler hale getirip, okul, sağlık ocağı kurmaya başlaması Japonların bölgeye büyük kuvvetler getirmesine neden oldu. MacArthur ve birlikleri yeniden gelene kadar elinden geldiğince direnen Fertig ve adamlarının hikayesini ve teşkilatçılıktaki başarısını sadece İkinci Dünya Savaşı araştırmacıları değil tüm askeri tarih meraklıları muhakkak okumalı.

3 yorum: