Sayfalar

5 Haziran 2012 Salı

İkinci Dünya Savaşı Propaganda Posterleri

Savaşlarda propagandanın önemi malum. Tarih boyunca yapılan savaşlarda uygulanan propaganda yöntemleri, günümüze yaklaştıkça iyice arttı.

Özellikle 20. yüzyılın başlamasıyla birlikte iletişimde de çeşitli gelişmeler yaşandı. Bu yaşanan gelişmelere paralel olarak savaşlar sırasında yapılan propaganda şekilleri de değişim gösterdi. Uçaklarla bildiri dağıtmak, radyolardan yapılan yalan yayınlarla düşmanın moralini bozmak, karşılıklı siperlere yerleştirilen megafonlar vasıtasıyla düşmanı taciz etmek vs..


Bunların hepsi düşmana karşı uygulanan yöntemlerdi. Ancak iktidar sahipleri sadece düşmana karşı değil, ellerinde tuttukları bölgelerde meydana gelecek karışıklıklara, bozgunculuğa ve ajan faaliyetlerine karşı kendi halkına yahut işgal ettiği ülkenin halkına da propaganda yöntemlerini kullandı. Bunun en basit yolu da posterlerdi.

Propaganda posterleri düşman askerinin moralini bozduğu kadar, yönetimler tarafından halkın moralini yüksek tutmak için de kullanıldı. İlk başarılı örneklerine 1. Dünya Savaşı sırasında rastladığımız bu afişler, en büyük etkiyi 2. Dünya Savaşı sırasında gösterdi.


(Savaş ekonomisini desteklemek amacıyla ABD tarafından çıkarılan savaş bonolarının satışını teşvik etme amaçlı propaganda posteri)


İkinci Dünya Savaşı propagandanın doruk noktasında ulaştığı bir dönemdi. Bu konuda uzmanlıkları zaten bilinen İngilizler kitleleri etkileme rolünü çok güzel bir şekilde uyguladı.



(İngilizler'e ait meşhur bir 1. Dünya Savaşı posteri. Lord Kitchener ''Britanyalılar seni istiyor'')



(Bu da ABD'ye ait meşhur Sam Amca posteri)


Ancak İngilizler'in karşısına Almanlar bu kez sadece silahla çıkmıyor, propaganda faaliyetlerinde de İngilizlere meydan okuyordu.

1930'larda yürüttüğü başarılı propaganda faaliyetleriyle bu işte uzmanlaşan ve iktidara gelen Adolf Hitler, katıldığı 1. Dünya Savaşı'nda propagandanın önemini bizzat öğrenerek anladı. İktidara gelmeden önce yazdığı Kavgam'da bu konuya değinen Hitler, savaş propagandası bölümünde şu satırları kaleme almış:

''Akıllıca idare edilen bir propagandanın ne kadar iyi sonuçlara ulaştıracağını ilk defa savaş sırasında gördüm. Bu konuda da maalesef her şeyi rakipten (İngilizler) öğrenmek gerekiyordu. Çünkü bizim taraf bu konuda çok geride kalıyordu. Almanların geniş ölçüde bir propaganda faaliyeti yoktu ve bu her askerin gözüne batıyordu. Bu mesele ile daha esaslı bir şekilde meşgul olmamın sebebi işte budur...

...Çünkü bizde eksik olan şeyi düşman dahiyane bir şekilde ve duyulmamış bir başarı ile uyguluyordu. düşmanın savaş propagandası bana çok şey öğretti...

...Bizde bir propaganda faaliyeti var mıydı? Buna maalesef hayır cevabı vereceğim. Bu yönde girişilen bütün hareketler başlangıcından beri o derece yetersiz ve yanlıştı ki, hiç faydası olmuyor, hatta çok defa zararı bile dokunuyordu...

...Bizim propaganda servisini idare eden güçsüz, iradesiz insanların yerine Allah beni getirseydi savaşın kaderi başka türlü olur diye çok düşündüm.''

Hitler'in bu yazdıkları iktidara yürürken ve iktidar olduktan sonra da en etkin şekilde kullandığı propaganda yöntemlerinin kökenini gösterir. İngilizler savaşı kazanmak için düşmanının moralini bozarken onu aynı zamanda eğitmiştir de.

ERKEN DÖNEM NAZİ ALMANYASI

Nazi Almanyası gerçekten propaganda konusunda uzmanlaşmıştı ve kitleleri başarılı bir şekilde etkileyecek yollar bulabiliyordu. Özellikle Yahudiler'e karşı yapılan karalama kampanyasını Hitler, propaganda araçları sayesinde ''güzel'' bir şekilde uyguluyordu. Yahudiler'e yapılanlar halk nezdinde tepki çekmiyordu. Bu tepkisizlikte muhakkak propagandanın da etkisi vardı. Gerek Hitler tarafından verilen söylevler gerekse onun yakınındaki kişilerin bulduğu söylemler çok işe yarıyordu. Bu söylemlerin en meşhurlarından biri  toplama kampları müfettişi Theodor Eicke'nin  kullandığı ''Arbeit Macht Frei'' yani ''Çalışmak Özgürleştirir'' sözüydü. Bu söz tüm toplama kamplarına asıldı.



Nazi Almanyası'nda Yahudiler'e uygulanan sistematik karalama kampanyası bununla da sınırlı kalmadı. Posterler de bu konuda Naziler'e çok yardımcı oldu.





Yahudileri bertaraf ederek ilk amacına ulaşan Hitler'in sonraki hedefiyse halkını savaşa hazırlamaktı. Bunun için milliyetçi ve militarist öğeleri kullanan Nazi Partisi, yine posterleri kullandı. Bu posterlerde genellikle Aryan Milliyetçiliği'ne vurgu yapıldı. Sarışın, yapılı ve sağlık insanların resmedildiği bu afişler gerçekten de o dönemin Almanyası'nın düşünce yapısı hakkında en iyi fikir verebilecek şeylerden biridir.





SAVAŞ YILLARI

Nazi Almanyası'nda propaganda çalışmaları savaş yıllarında da doğal olarak çok yoğun bir şekilde sürdürüldü. Askeri amaçla çizilen ve Alman Ordusu'nu övücü posterler işgal edilen bölgelerde her yeri süslemeye başladı.




Propaganda posterleri sadece cepheye değil, savaşın arka planına da gönderme yapıyordu. Buna en büyük örnek de Nazi Almanyası'nın savaş ekonomisi temalı afişleridir.





Ancak bana göre Nazi Almanyası'nın yaptığı en başarılı afişler Bolşevizm ve Sovyet karşıtı afişlerdir. Özellikle Kuzeybatı Avrupa'da işgal ettikleri ülkelerin gençlerini Doğu Cephesi'nde Sovyetler'e karşı savaşmaya çağıran bu posterler beklenen etkiyi de göstermişti. Çok sayıda gönüllüden oluşan lejyonlar Rusya Cephesi'ndeki savaşlara katıldı.





Savaşı kaybedeceğini anlayan ve hem batıdan hem de doğudan sıkıştırılan Almanya, propaganda posterlerinde de farklılığa gitti. Batı Avrupa halkına Amerikalılar'ın kendilerini kurtarmaya gelmediklerini tam aksine Avrupa kültürünü yozlaştırmaya geldiklerini dikte etmeye çalışan Almanlar buna vurgu yapan posterler kullandı. Bunun en çok ses getireni de Amerikan bombardımanlarını konu alan ''Liberators'' posteridir. Liberators posterinde Amerika'daki çok kültürlülüğe vurgu yapan Almanlar, bu yozlaşmış ve kaba kültürün, Avrupa'nın entelektüel birikimini yok edeceğini iddia ediyordu.



Doğudaysa durum daha farklıydı. Berlin'e iyice yaklaşan Sovyetler'i durduracak doğru düzgün bir ordusu kalmayan Naziler, çareyi ''Volkssturm'' adı verilen halk tümenleri kurmakta buldular. Bu sözde tümenler yaşlılardan ve çocuklardan oluşuyordu. Halk Ordusu adı verilen bu birlikler için tasarlanmış bir afiş:



MÜTTEFİKLERİN DURUMU

Yazının başında da belirttiğim gibi İngilizler propaganda konusunda oldukça tecrübeliydi. Ancak 2. Dünya Savaşı'nda 1. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi Alman Ordusu'yla Kıta Avrupası'nda uzun sürecek bir yıpratma savaşına giremeyen İngilizler, propaganda posterlerini kendi halkı üzerinde kullandı yani cephe gerisinde...

Almanlar tarafından Belçika ve Fransa'dan atılan İngilizler, Britanya Adası'na sıkıştı. Almanlar'ın uyguladığı denizaltı ablukası nedeniyle Ada'ya hammadde getirmekte zorlanan İngilizler kaynak sıkıntısı çekmeye başladı.

Tek umudu ABD ve Kanada'dan gelen konvoylar olan Büyük Britanya, elindeki tüm gücü bu konvoyları korumaya ayırdı. Ancak yük gemilerini sadece Alman denizaltılarına karşı değil, Alman ajanlarına karşı da korumak gerektiğinin farkında olan İngilizler bu konuda sıkı propaganda çalışmaları yaptı. Çünkü Alman ajanları konvoyların kalkış saatlerini ve rotalarını denizaltılara bildirebilirdi.

Özellikle Amerika'dan kalkacak konvoylar hakkında konuşulmasını yasaklayan ABD'liler ve İngilizler, eğer konuşulursa ne olacağına dair çeşitli posterler hazırladı. Bu posterlerde genellikle denizaltı tarafından torpillenmiş bir geminin mürettabatı ''someone talked!'' yani ''biri konuştu!'' diyordu.








SOVYETLER VE PROPAGANDA

Tarihte çok sayıda işgale uğrayan Rusya toprakları 1941 yılında da Almanlar tarafından işgal edildi.1945 Nisanı'na kadar süren bu savaş milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. Özellikle Sovyetler Birliği bu savaş boyunca ağır insan kayıpları yaşadı. Savaşın ilk aylarında çok sayıda esir veren ve savaş gücü korkunç şekilde yara alan Sovyetler, büyük şehirlerini savunmak için (Leningrad, Moskova, Stalingrad) kadın ve çocukların bile yardımına ihtiyaç duydu. Büyük Anavatan Savaşı ismi verilen bu zor yıllarda Sovyetler de propaganda araçlarını kullandılar ve özellikle kadın yani ''Rusya Ana'' temalı afişler ön plana çıktı. bu posterlerde Rus kadınlar cepheye ve üretime yardım için çağrıldı.





Sovyetler Birliği bakımından ilginç olan bir durum da posterlerde tıpkı Nazi Almanyası'nın yaptığı gibi sarışın, sağlam yapılı, beyaz tenli insanlara yani Aryan ve Slav ırkına vurgu yapılmasıydı. Çeşitli milletlerden oluşan Sovyetler Birliği'nde bu tip posterler oldukça sık kullanıldı. Sovyetler ayrıca Rus milliyetçiliğine gönderme yapan posterleri de kullandı.





UZAKDOĞU'DA DURUM

Savaşın tüm şiddetiyle yaşandığı Uzakdoğu'da da durum farklı değildi. Hem müttefikler hem de Japonlar propaganda posterlerini ellerinde tuttukları bölgelerde kullandılar. İngilizler, ''Commonwealth'' kavramına vurgu yaparak Uzakdoğu'da hakimiyet altında tuttukları milletlere Japonlar'a karşı ulus bilinci aşılamaya çalıştı.



Japonlar ise karşı propaganda faaliyetleriyle ''Asya Asyalılarındır'' anlayışını hakim kılmaya çalıştı.




Peal Harbor saldırısının ardından savaşa dahil olan ABD de çok geçmeden Uzakdoğu'daki propaganda mücadelesine katıldı. Ancak ABD'nin Anti Japon posterlerinin dikkat çekici bir yanı vardı. Japonya'yı General Tojo üzerinden tasvir eden ABD'nin posterleri ırkçı nitelik taşıyordu. Amerikalılar, Japonlar'ı sarı renkli ve son derece çirkin bir şekilde hatta fareye benzer bir şekilde resmetti.






5 yorum:

  1. Çok yardımcı oldunuz teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
  2. Rica ederim. Yazımın işinize yaramasına sevindim.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkürler, oldukça açıklayıcı ve yararlı.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkürler,gayet başarılı bir çalışma olmuş

    YanıtlaSil
  5. Makaleniz çok güzel,teşekkürler:) Benim öğrenmek istediğim önemli bir şey var.Peki bu posterleri o dönem kim hazırladı?

    YanıtlaSil